Araştırmalara göre, bir kullanıcının bir websitesine geldiğinde o sitede kalıp kalmayacağını karar verdiği sürenin ortalama 3 saniye olduğunu biliyor muydunuz?
İnternetin varoluşundan bu yana 10 sn., 5 sn. civarında olan bu karar süresi, günümüzde milyonlarca websitesinin ve alternatiflerinin olması, kullanıcıların deneyim alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle 3 saniyeye kadar düşmüştür. Rekabetin artması ve kullanıcıların deneyimlerinin farklılaşması kişileri websitelerini optimize etmeye yöneltmiş ve kullanıcı deneyimi tasarımı (UX design) dediğimiz kavramın önemini arttırmıştır.
Kullanıcı deneyimi; bir kullanıcının websitenize geldiğinde, sitede yer alan çeşitli elementler (görsel, metin, video vs.) karşısında edindiği deneyimdir. Burada geçen “deneyim” kelimesi oldukça önemli. Çünkü 3 sn. gibi bir süreden daha fazla kullanıcıyı websitenizde tutmak için iyi bir görsel tasarımdan çok daha fazlası gerekmektedir. Kullanıcıda yaratacağınız duygusal etki, sitenizin oluşturduğu algıyı da etkileyecektir. İyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için 5 temel faktörü özetlersek;
1) Güvenlik
Bir kullanıcı websitenize geldiğinde yakaladığı görüntü oldukça önemlidir. Çünkü biz farkında olmasak da bilinçaltımız sitenin aradığımız site olup olmadığına ilk bakışta karar verebiliyor. Siteye gelen kullanıcı önce siteyi tarar, okumaz. Yapılan araştırmalar, kişinin websitesine geldiğinde, önce siteye güvenmesini sağlayacak ipuçları aradığını ortaya koymuştur. Yani aslında bir websitesinde aradığımız ilk şey bize güven veriyor olması. Peki, ilk bakışta o güven nasıl sağlanabilir? Bunun cevabı görsellerde, renklerde ve konumlandırmada. Kişi doğru sitede olup olmadığını bu elementlerden anlayabilmelidir. (Görsellerin, renklerin algıyı nasıl etkilediğini bir sonraki yazımda paylaşıyor olacağım.) Dolayısıyla; kolay anlaşılır, karmaşık olmayan, güven veren bir sayfa kullanıcının sitede kalmasını sağlayabilir.
Coca-Cola örneğinde görüldüğü üzere, siteye ilk bakıldığında gerek görseller, gerek renkler yazı olmasa da Coca-Cola çağrışımı yapıyor. Ürüne direkt anasayfada yer verilmiş. Diğer örnekte ise ne yazılar okunuyor, ne görseller anlaşılıyor. Bu karmaşıklık kullanıcıda güvensizlik yaratabilir.
2) Başlıklar ve Metinler
Kullanıcı siteyi kabaca taradıktan sonra detaylarını görmeye başlar. İşte bu noktada başlıklar, buton etiketleri ve konumu oldukça önemlidir. Kullanıcılara aradıkları çözümü sunduğunuzu gösteren ipuçları sağlamalısınız. Anasayfada yer alan linkli görseller ve metinler sunduğunuz hizmet/ürünler hakkında fikir vermelidir.
Bir başlığı “click”letebilmek için rakamlar, sıfatlar ve keywordler başlık içerisine doğru yerleştirilmelidir. ” 7 Facts for the IPhone’s 7th Birthday” başlığında 7-7 uyumu, rakamın başta kullanılması ve “fact” keywordünün bu rakamla birlikte kullanılması bu başlığı çekici kılmıştır. Çünkü insan beyni özet, net bilgilere daha iyi focuslanır. Bunun için de rakamsal uyaranlar ve trigger keywordler kullanmak gerekir. Bu başlık yerine “Facts for the Iphone’s birthday” gibi daha genel bir başlık kullanılsaydı daha az tıklanma oranı elde edecekti.
3) Call to Action
Websitenizde gezinen bir kullanıcının yapmasını istediğiniz şeye göre CTA stratejileri değişir. Yaptırmak istediğiniz şey online satış ise, bu link sitede onlarca linkin arasında kaybolmuş, alt kısımlarda bir yerde yer almamalı. Eğer ürün ve hizmetleriniz hakkında bilgi almasını istiyorsanız, kullanıcılara ilgili linki tıklatıp diğer alt sayfalarda gezinmesini sağlamalısınız. Kullanıcının sitede gezinip ürün ve hizmetler hakkında bilgi almasını sağlamak website navigationı iyi yapılandırmaya bağlıdır. İyi bir deneyim sunmak istiyorsanız, kullanıcıların onlarca, yüzlerce sayfa arasından istedikleri bilgiye ulaşmaları en fazla 3 click ötede olmalıdır. Yani sayfalar arası optimizasyon, klasörleme ve sıralama ne kadar iyi olursa kullanıcı deneyimi de o kadar iyi olur. Site çok kompleks sayfalar barındırıyorsa anasayfaya site içi arama sağlayan search butonu yerleştirilmelidir.
Mango’nun websitesine girdiğinizde büyük kırmızı bir ekran sizi karşılıyor. Rengin kırmızı ve alanın büyük olması dikkati direkt bu alana çekiyor. İndirimli ürünlerini direkt satın almaya yönlendirmek için mesajı gayet net. “Tüm ürünlerde %50, %60, %70 indirim. Satın al”
4) Basit ve anlaşılır bir süreç deneyimletmek
Sitede yer alan her bir processin anlaşılır olması gerekmektedir. Bunun için süreci ya da akışı illustre etmek, adım adım ilerletmek ve bir önceki adıma kolayca erişebilmesini sağlamak, anlaşılabilirlik konusunda işe yarayabilmektedir. Özellikle e-ticaret sitelerinde ödeme süreçlerinin kompleks yapıda olması ve anlaşılamaması kullanıcıları hem alışverişten alıkoymakta hem de güvensizlik yaratmaktadır. Birçok sitede gözlemlediğimiz üzere kampanya koşulları ve şartları, gizlilik koşulları çok net olmamakla birlikte, uzun hukuksal metin niteliğinde olduğu için insanlarda bir çekince yaratabilmektedir. Bu gibi metinlerin daha şeffaf ve anlaşılır olması hem siteye duyulan güven için hem de kişileri katılıma teşvik etmek için önem teşkil etmektedir.
Proje kurdu örneğinde görüldüğü üzere proje vermek için yapılması gereken adımlar görsel ve temsili ikonlarla desteklenmiş ve her bir adım anlaşılır bir dille özetlenmiştir. Bu görselleştirme, kullanıcının proje yaratma süreci ile ilgili karmaşıklığını gidermesine yardımcı olmakla birlikte, site için güven sağlamakta.
5) Social Proof
Kullanıcıların çok büyük bir kısmı online mecradan yapacağı bir alışveriş için önce diğer kullanıcıların yorumlarını incelemekte, daha sonra satın alma kararını vermektedir. Bu nedenle ürünle ilgili kullanıcı yorumlarına, istatistiklere ve oylamalara yer vermek oldukça önemlidir. Bu kimi zaman websitesinde yapılacak iyileştirmeler için yol gösterici nitelikte olabilmektedir.
Amazon bu deneyimi en iyi yaşatan sitelerden biri. Bir kitabı incelediğinizde size o kitapla ilgili değerlendirme yapma ve yorumda bulunma imkanı sunuyor. Yapılan yorumları ve görüşleri de yine aynı yerden paylaşıyor. Böylece kullanıcı satın almadan önce yorumları değerlendirip karar verebiliyor.