İnsanoğlu doğası gereği herkesi kendisi ve kendi çevresi gibi düşünme eğiliminde. Olayları yorumlaması da kendi bakış açısını yansıtır. Pazarlama söz konusu olunca da durum benzer şekilde oluyor. Sanki herkes bizim gibi düşünüyor, bizim gibi tüketiyor, bizim gibi tercih ediyor ya da satın alıyor.
Birçok şirketin düştüğü en büyük hatalardan biri de bu. Bir slogan, bir mesaj, bir içerik ya da bir tasarım oluştururken hedef kitlenin de tıpkı kendileri gibi düşündüğünü zannedip ona göre hareket etmelerinden dolayı çoğu zaman anlaşılmaz olabiliyorlar. Bu doğrultuda yaptıkları iletişim de başarılı olmuyor elbette. Oysa ki sorulsa, muhtemelen çok iyi bir iletişim kampanyası tasarlandığını söyleyeceklerdir. Peki iyi iletişim kime göre, neye göre?
Sürekli söylerim, gerçekten tüketici gibi düşünebilmek için hedef kitlenin bulunduğu ortamlarda bulunmanız, kimi zaman yaşadıklarını deneyimlemeniz gerekebilir. İyi empatik yeteneklere sahip olmanın temelinde bu vardır. Hedef kitleniz sizi yansıtmıyor olabilir ancak onların bakış açılarını ve davranışlarının ardındaki nedenleri anlamak için onlarla vakit geçirmeniz gerekir.
Şöyle düşünelim, kaçınız TV izliyorsunuz? İzliyorsanız hangi kanalları, hangi programları izliyorsunuz? Belki, TV izlemiyorsunuzdur, izleseniz bile belki de belgesel kanalları, film kanalları dışında dizidir, eğlence programıdır, reality show’dur çok da ilgilenmiyor olabilirsiniz. Continue reading