Twitter kullanıyorsanız bunu okumayın!

Evet, bu başlığa tıklayıp şu anda bu yazıyı okuyorsanız birazdan neden bu başlığa tıkladığınızın cevabını bulacaksınız.

Twitter’da bir linke neden tıkladığınızı, sizi o linke tıklamaya, retweet etmeye iten düşüncenin ne olduğunu düşündünüz mü hiç? Kabaca ilgimizi çektiği için olduğunu düşünsek de aslında ardında yatan psikoloji bize aynısını söylemiyor. Bu nedenle bu yazıda Twitter kullanıcı psikolojisini ele almak istedim. Bir Twitter kullanıcısının herhangi bir tweete neden ilgi duyduğunu, neden paylaştığını ve bunun arkasında yatan temel psikolojik kuramlardan biraz bahsetmek istiyorum. Tabii ki Twitter psikolojisi çok daha derinlemesine incelenmesi gereken bir konu. Ancak Twitter kullanıcı davranışlarını anlayabilmeyi sağlayacak 4 psikolojik kuramı anlamakta fayda var.

1) Bilişsel Çelişki:

Bilişsel Çelişki, bilişsel ve sosyal psikolojiye ait bir kuramdır. Kurama göre insan beyni, kişinin tutumları ile davranışlarının uyumlu olmasını ister. Tutumlar beğenme, sevme gibi duyguları kapsarken,  davranışlar eylemleri kapsar. Eğer tutumlar ile davranışlar arasında bir çelişki olursa psikolojik anlamda kendimizi rahatsız hissederiz. Continue reading

Pazarlama psikolojisini anlamak işletmeler için neden önemlidir?

Değişen tüketici ihtiyaçları ve rekabet koşulları tüketiciyi ve satın alma kararlarını etkileyen faktörlerini anlamayı zorunlu kılmaya başladı. Dolayısıyla tek başına pazarlama artık yeterli değil. Yeni nesil pazarlama bizi insanı, kültürel farklılıklarını ve tüketici deneyimini anlamaya yöneltiyor. Bu da pazarlama psikolojisinin önemini arttırıyor. Artık işletmelerin pazarlamayı bütünsel düşünüp daha geniş açıdan bakmaları gerekiyor. Pazarlamanın psikoloji, sosyoloji, nörobilim gibi bilim dalları ile kullanıcı deneyimi, grafik tasarım gibi pazarlamayı ilgilendiren diğer sanatsal dallardan beslenmesi gerekiyor.

Bildiğimiz üzere işletmelerin, özellikle KOBİ ve girişimcilerin pazarlama tarafında en büyük sıkıntıları, bilinirliklerini arttırmak, yeni müşteriler kazanmak ve kısıtlı reklam-pazarlama bütçeleridir. Çoğu zaman şirketler pazarlama için yüksek bütçeler ayrılması gerektiği düşünür. Halbuki sanılanın aksine, pazarlama her zaman yüksek bütçeler gerektirmez. Continue reading

Görünmeyeni görmek

Davranışlarımızın %95’i bilinçaltı seviyede gerçekleşir. Bilinç seviyesi kelimelerden bile yavaş işleyen prosesleri içerir. Dolayısıyla beyin yaptığımız her işi, algıladığımız her mesajı bilinç seviyesinde idrak etmez. Gün içerisinde milyonlarca mesaja maruz kalırız ancak bunların %5’ini bilinç seviyesinde gerçekleştiririz. Onun dışında yaptığımız eylemler bir nevi otomatik pilota bağlanmış gibidir.

Pazarlamacılar ve tüketiciler de birbirlerini bilinçli ve bilinçaltı seviyelerinde etkilerler. Ancak çoğu pazarlamacının yaptığı hata bilinçaltı seviyesine inmekten kaçınmaktır. Bunu bir benzetme ile şekillendirelim. Nasıl ki birbirini tanıyan eşler beklenmedik bir olay karşısında eşlerinin nasıl tepki verebileceğini kestirebiliyorsa bu pazarlamacılar için de geçerlidir. Tüketicisini iyi tanıyan pazarlamacı tüketicisinin gözünden bakabilir ve verecekleri tepkiyi önceden kestirebilir.

Genellikle pazarlama dünyasında kullanılan araştırma methodları bellidir. Birebir derinlemesine görüşmeler, omnibus çalışmaları, anketler vs. tüketicilerin görüşlerini anlamak ve analiz etmek için en sık başvurulan yöntemlerdir. Ancak tüketiciyi anlamak açısından bu bilgiler yeterli değildir. Çünkü çoğu bilgi gizlidir. Bu bilgileri açığa çıkarmak bilinçli ve bilinçaltı süreçleri kapsayan metaforlar aracılığıyla yapılmalıdır. Örneğin, ankette verilen cevaplar çoğu zaman yanıltıcıdır. Çünkü kişinin o anki ruh hali, anketi sorana karşı izlenimi, konumu vs. ankete vereceği cevapları etkiler. Bu nedenle illa bir anket yapılacaksa da sorulan bir psikolog ile birlikte tasarlanmış olması ve gizli bilgileri açığa çıkarmaya yönelik olması gerekmektedir. Bu bağlamda metafor kullanımı oldukça iyi bir yöntemdir ve tüketicinin zihnini kaplayan perdeyi kaldırıp altında yatan temel nedenleri görmemizi sağlar. Böylece pazarlamacılar bu zihinsel süreçleri analiz edip daha iyi bir deneyim sunabilirler. Nöropazarlama da bu sürecin bir parçasıdır. EEG, fMRI, göz izleme gibi tekniklerle gerçekte ifade edilmeyen ancak zihinlerde meydana gelen olaylar keşfedilebilir. Continue reading