Değişen tüketici ihtiyaçları ve rekabet koşulları tüketiciyi ve satın alma kararlarını etkileyen faktörlerini anlamayı zorunlu kılmaya başladı. Dolayısıyla tek başına pazarlama artık yeterli değil. Yeni nesil pazarlama bizi insanı, kültürel farklılıklarını ve tüketici deneyimini anlamaya yöneltiyor. Bu da pazarlama psikolojisinin önemini arttırıyor. Artık işletmelerin pazarlamayı bütünsel düşünüp daha geniş açıdan bakmaları gerekiyor. Pazarlamanın psikoloji, sosyoloji, nörobilim gibi bilim dalları ile kullanıcı deneyimi, grafik tasarım gibi pazarlamayı ilgilendiren diğer sanatsal dallardan beslenmesi gerekiyor.
Bildiğimiz üzere işletmelerin, özellikle KOBİ ve girişimcilerin pazarlama tarafında en büyük sıkıntıları, bilinirliklerini arttırmak, yeni müşteriler kazanmak ve kısıtlı reklam-pazarlama bütçeleridir. Çoğu zaman şirketler pazarlama için yüksek bütçeler ayrılması gerektiği düşünür. Halbuki sanılanın aksine, pazarlama her zaman yüksek bütçeler gerektirmez.
Tüketicinizi – müşterinizi tanıyarak akıllı pazarlama ve nöropazarlama taktikleriyle doğru kişiye, doğru zamanda ulaşmak ve etkili iletişime geçmek daha efektif ve daha az maliyetlidir. Bu noktada işletmelerin en sık yaptığı hata tüketicilerinin de tıpkı kendileri gibi düşündüğünü sanmalarıdır. Halbuki tüketici belki hiç öyle düşünmüyor bile olabilir. Dolayısıyla önemli olan tüketicilerini ve ihtiyaçlarını anlamaları, tüketiciyle bu istek ve ihtiyaçları doğrultusunda efektif bir şekilde iletişime geçebilmeleridir. Çünkü pazarlama “tüketiciyi anlama ve çözümleme sanatıdır.”
Neyse ki, pazarlama ve iletişim psikolojisini anlayarak ve nöropazarlamayı online/offline iletişime entegre ederek satışlarınızı ve bilinirliğinizi daha az maliyet ve zaman harcayarak arttırmanız mümkün.
Detaylı bilgi için: www.neuro-mar.com